top of page

"Türk Olmak" Yüksek Bilinçle Evrende Turlayan

Eski bir yazım:

"Türk Olmak" Yüksek Bilinçle Evrende Turlayan

Türk kelimesi "Tur" kökünden gelir. "Tur", yüksek bilince açılan 3. göz çakrasının adıdır. Türk, "yüksek bilinçli" demektir. "Budha" da Türktür. Hindistan'a Türk illerinden indiği bilinmektedir. Ona çekik gözlü, kendi kültürlerinden farklı bir kişi olarak bakmışlardır Hintliler. Bir Türk prensiydi. Türkler, eski Uygurlar ve Ataları yüksek bilince sahip kişilerdi. 3. göz Türklerde aktifti(r). Dünyaya yayılan tüm milletleri oluşturan ana vatan Agartha'dan gelmişlerdir.

"Türk" kelimesi için şunu da eklemek isterim. Türk Tur'dan geliyor ya, "Tur", turlamak fiilinin köküdür. Yani Alemler arasında turlayan, seyahat eden, açık bilinçli, vizyoner olan anlamına gelmekte. Atatürk'ümüz de aynı şekilde Türkiye'yi bu turları, olağanüstü vizyonları ile kurmuştur. Gençliğe Hitabesi de bugün gerçekleşen kehanetinin biricik kanıtıdır. Turlayan yani uzaya giden insan için zaman mevhumu değişir... Türkler bilinçleri açıkken turlayan yani astral seyahat ederek alemleri, dünyaları, diğer gezegenleri ve diğer boyutları dahil gezen kişilerdir. Bugünkü sorunun sebebi bu özelliğimizin kapatılarak dünyanın kısıtlı toplumsal bilinç hapishanesine terk edilmemizin istenmesidir.

Sultanahmet'te (Cağaloğlu civarına) seçim zamanı yapılanları gördüm. Bazı evlerin kapısına numara değiştirme adı ile semboller ve diğer bazı evlerin kapısına da tam tersine semboller çizilmişti. Ben sembolleri algıladığım için ne yaptıklarını anladım. Ama ev sahiplerinin ve iş yerlerinin bu sembollerin her evde iki farklı versiyondan birine sahip olunduğunu algılayacak bilinci olmayabilirdi ve çizilen sembollerin içine kapı numaraları yazılmıştı. Aslında kapı numarasını değiştirmek için renkli boya ile sayıları yazmaları yeterliyken iki farklı ters ve düz sembol kullanılmıştı o kapıların numarasını içine alan. Bir tanesi bilinci açmak diğeri ise bilinci kapatmakla ilgiliydi.

İşte bu şekilde Türkiye'de genellersek herkesin yaşadığı mahallenin adı, soy kütüğünde bağlı olan yer ve kapı numaraları değiştirilerek aslında büyük çapta bir büyü yapıldı. Bilinçleri kapanan halk uykuya daldı. Bilinçleri açılan halk ise yandaş oldu...

Bir partinin ana binaları heybetleriyle inşa edilirken camdan ön planlarına Davut Yıldızı ve diğer bilinçte kolay akışı sembolize edilen semboller yansıtıldı. Şu anda kendi maddi ve manevi değerlerine göre büyük düşünüyorlar. Hatta megalomanyaklık da var ki onlardan büyük Allah olduğunu unutuyorlar... Adeta bu diyarda kendi anlayışlarına göre Tanrı oldular.

Hergün nereye nasıl baktığımız bizim bilincimizi aynı şekilde açar ya da tıkar...

Size çizilmiş olan kare ve onun içine 4 e bölünmüş olan bu sembolü ekte ekliyorum. Eğer bilinç açılmaya, büyümeye yönelikse kör alan aydınlanır ve gizli alan da. Burada herşeyi olduğu gibi yazabilme yeteneğimi ben kendim açtım. İnsanlarla arama mesafe koymadan herşeyi olduğu gibi aktarma yeteneğimi açabilmem için hem geri bildirim almaya yani kör alanı açmaya niyetim vardır hem de gizli alanımı kendim açtım. Yani korkularım, toplum tarafından kabul edilemeyecek yönlerim ve diğer her türlü kolektif bilinç tarafından saklı olan herşey. Hiçbirisi saklı değil ve hiçbir şeyden utanıp kendimi yargılamam. Bu bilincin sonsuza kadar açılmasını sağlar.

Diğer taraftan da olanı olduğu gibi kabul edebilmeyi öğrenebildiğim için orijinal kişiliğimi olduğu gibi kabul ederim. Çünkü aslında "ben" değil, bu durumda egonun da aşılması ile "tüm evren" olurum.

Korkusu, utancı, saklanacak ayıp şeyleri olduğunu düşünen ve yüzünde sürekli maskelerle gezmesi gerektiğini düşünerek yaşayan kurumsal insanlar bu bilince açılamazlar. Sürekli elalem ne der diye ne düşüneceklerini bile toplumun paket programlarına göre değerlendirirler. Ben daha özgün ve özgür yaşayabilirken bu alanlarını kapatmayı ve bunları açıp öğrenmeyi ve aydınlatmayı seçmeyen toplumun çoğunluğu burada tıkanır. Devlet büyükleri ya da tek dünyanın tek gücü - süper güç ne der diye ona göre hareket ederler. Onlar bu süper gücün altında ezilirken ben sonsuz bucaksız evrende "Tur"lar seyahat ederim.

"Türk" olmak budur işte! Siz yoksa halen annenizin deterjanını mı kullanıyorsunuz? O halde kapınıza, soy kütüğünüze, hanenize Joe ve Harry'nin penceresindeki açılması gereken alanlar karartılmış olmalı.

Tarafımdan karanlıkta kalan tarafınıza ışık tutulur (gizli ve kör alan) ve sizi sonsuz bilince ulaştırırım. Hayat amacım bu: Bilginin ve bilincin yardımı ile isteyenlere ruhsal rehberlik etmek. Yoksa hep bilinen alanda kalmak sabitlik, bu değişen dünyada artık bir meziyet değil, çünkü değişim artık kendisi değişiyor! Sabit kalan şey eğilemez, bükülemez ve gün gelir kırılır. Esnek olmak alanlar arasında turlamayı gerektirir. Zaten atalarımız boşuna mı tüm dünyayı turlamışlar ve pek çok yeni yurda yerleşip yeni medeniyetlerin tohumlarını atmışlar?

Jyotica Şafak Burçak Alkanlı

burcakalkanli@gmail.com

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


©2019, Duygu Yüksel tarafından kurulmuştur.

bottom of page